Son güncelleme Nisan 5th, 2024 8:43 AM
Tem 02, 2019 sendikalbirlik MAKALELER, MANŞET 0
ALADAĞ’ DA ÇOCUKLARIMIZ YANARAK ÖLMÜŞTÜ, UNUTTUK MU?
29 Kasım 2016 tarihinde Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılar cemaatine ait kız öğrenci yurdunda çıkan yangında 11’i çocuk olmak üzere 12 kişinin yanarak yaşamını yitirmişti. Aynı gün ve aynı saatlerde Eğitimsen Adana Şube Yürütme Kurulu Üyeleri olarak, yaşamlarını yitiren çocuklarımızın ailelerinin acılarını paylaşmak, yaralı öğrencilerimizin yanında olmak ve yaşanan bu dramı tüm çıplaklığı ile kamuoyu ile paylaşmak ve sorumluların yargılanması konusunda çaba sarf etmek üzere, yangın mahalline ulaştığımız an itibariyle gözaltına alınmıştık. Süreci baştan beri Eğitim Sen olarak takip ediyoruz. Bu davaya Eğitim Sen olarak müdahil olma talebimiz mahkeme heyetince de ret edilmişti. İzlediğimiz tüm duruşmalar senaryosu önceden yazılmış bir tiyatro oyununun ötesini asla geçmedi.
Mahkeme heyetinin değişmesiyle Kozan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ara karar ve Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimata istinaden düzenlenen 22.01.2018 tarihli bilirkişi raporuna dayandırılarak tutuklu 4 sanık tahliye edildi. Zaten davayı irdeleyen hakim ve savcıların görevden alındığına ve zanlıların yakınları ise davayı takip eden mağdur ailelere saldırmaları ve aleni darp girişimlerine de her seferinde tanıklık ettik.
Ülkemizde hukuk terazisi, siyasal iktidarın belirlediği hedef, yönelim ve talimatlara göre adalet dağıtmaktadır. İnsan hak ve özgürlüklerin olmadığı, hukukun evrensel ilkelerinin yok sayıldığı ve aynı zamanda sosyal hukuk devletinin görev ve sorumluluklarını cemaat ve tarikatlara devrettiği bir süreç topluma dayatılmaktadır. Bu sürece itiraz edenler ise yine siyasal iktidarın talimatlarıyla kolluk kuvvetlerince darp edilerek gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır. Hak ve özgürlüklerin sınırı OHAL ve AKP’nin ihtiyaçları çerçevesinde sınırlandırılmış olan ülkemde, yargıda vicdanları rahatlatacak karlar beklemek saflıktan öte başka bir şey değildir.
Çığlık çığlığa bedenleri yanarak yaşamını yitiren 12 insanın ölümünden sorumlu olanlarla ilgili havuz medyası kör, sağır ve lal olmayı tercih etmiştir. Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise âdeta sorumluları koruma ve kollama yarışına girdiler. Onlar için, nede olsa ölen çocuklar yoksul emekçi ailelerin çocuklarıydı. Hesaplarına bir miktar para yatırılır ve davalarında vaz geçilir diye düşünülüyor ve bu konuda da somut adımlar da atılıyordu. Evlat acısının ne olduğunu bilmeyenler; hep kaza, kader ve fıtrat olarak değerlendirir. Dolayısıyla 12 insanın ölümünde kusuru olanlar AKP’nin yargıçlar üzerindeki somut baskısıyla bu gün bütün sanıklar senaryo gereği tutuksuz yargılanmaktadır. Önümüzdeki süreçte tutuksuz yargılananların tamamına dönük beraat kararını verileceğini düşünüyorum.
Gözü yaşlı annelerin tek talebi çocuklarının ölümünde kusuru olanların yargılanması ve cezalandırılmasıydı. Ancak çocukların ölümünde kusuru olanlar, ölen yavrularımıza rahmet okuyarak kendi sorumluluklarını hasır altına süpürüyor. Bu durum dünyanın başka bir ülkesinde yaşanmış olsa “yer yerinde oynardı” fakir insana, saygı duymayanlardan vicdan muhasebesini beklemiyoruz.
Köy okullarını kapatarak çocuklarımızı cemaat ve tarikat yurtlarına yönlendirenler, kendi çocuklarını kucaklarken, yanarak bedenleri kömürleşen çocukları anne ve babaları ile empati kurmaya davet ediyorum. Ve aynı zamanda 4 Temmuz’da ki duruşmada aileler gibi demokratik kamuoyun hukuk ve adalet beklediğini ifade ederek, insan hakları savunucularını bu davayı takip etmelerini temenni ediyorum.
Ahmet KARAGÖZ
Eğitim Sen Genel Mali Sekreteri
happy wheels
Nis 05, 2024 0
Mar 08, 2024 0
Mar 04, 2024 0
Şub 21, 2024 0
Nis 05, 2024 0
Mar 08, 2024 0
Mar 04, 2024 0
Şub 21, 2024 0